Merhaba Arkadaşlar evet bugün size bu yeni canavarı tanıtacağım. Yeni dedim bayağı iki ay falan oldu. Trek’in Speed Conceptini tanıtacağım arkadaşlar. Yeni Speed Conceptini. Biliyorsunuz geçen 2 ay önce falan yarıştan yani Avusturya yarışından Ironman’den yaklaşık 10 gün önce falan geldi ve hep söylüyorum yarışta yeni malzeme kullanmayın diye. Ve ben orada açıkçası çok arada kaldım. Üç kere bindim hatta geldi bisiklet. Sağolsun Trek çok hızlı bir şekilde bunu yetiştirdi. Shimano sağolsun üzerine çok hızlı bir şekilde ekipmanları kurdu ve BikeFit yapıp House og Bike’da yarışa hazır hale getirdik. Ve ben üç kere kullandım arkadaşlar ve üçüncü kullanışımda bu bisikletle yarışma kararı aldım. Yarışma dediğimiz de biliyorsunuz biz önce 3.8km yüzüyoruz, sonra 180 kilometre bisiklete binip üzerine 42 koşuyoruz. Yani o yarışta bir sorun yaşasaydım, o 42km’yi de koşamazdım.
Ama inanılmaz yeni özelliklerinden dolayı bunu seçme kararı aldım. Şimdi bu özelliklere biraz gelelim.
Daha AERO bir kadro
Önce kadrodan başlayalım arkadaşlar. Çünkü Trek’in kadrosu yepyeni bir hal aldı. Biliyorsunuz ben de bir önceki Speed Concept vardı ve o Speed Concept yaklaşık 10 seneden beri aynı kadroya sahipti. Hep Trek diyordu zaten biz daha iyisini yapana kadar en iyisini bunu yaptık, bunu devam ettireceğiz diyordu ama sonrasında değiştirdiler ve gerçekten çok önemli değişiklikler oldu.
Sevilen ISOSpeed artık SpeedConceptte
Öncelikle zaten yarışta bununla yarışmanın en büyük nedenlerinden biri buradaki Isospeed arkadaşlar. Ne diyeceksiniz buradaki Isospeed?
Kadroda, diğer Madone’da ve Domane’de kullanılan bir sistem var.
Selenin hemen altında yaylı bir sistem gibi sizi rahatlatan bir sistem Yani siz tümsekler geldiğiniz zaman o tümsekler yolun kötü bölümünü size hissettirmiyor. Yani böylelikle daha konforlu gidebiliyorsunuz. Yani Domane’de ki gibi aynı Madone’da ki gibi yerden gelen darbeyi en az alıyorsunuz vücudunuza. İşte bu aslında sizin koşunuzu da etkiliyor ve daha rahat konuşmanızı sağlıyor. Ve işte zaten bizim TT Bisiklete binmemizin en büyük nedenlerinden biri bu. Çünkü sizin pozisyonunuz dan dolayı sürüşünüzde koşuda kullanmadığınız kasları kullanıyorsunuz. Normal bisiklet deki gibi değil, duruşunuz farklı. Arkaya doğru basıyorsunuz ve bu da işte size daha farklı bir sistem getiriyor.
Ön Kokpitteki değişiklikler
Ön kokpit değişti, tamamen değişti. Burada ön kokpit daha bir aero hale geldi. Zaten bisiklet tamamen bir hız makinesi haline gelmiş durumda. Ön kokpitte bunları istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Yani şuralarda daha yatık yapmak istiyorsanız buradaki şeyleri çıkarıyorsunuz. Aero barları kendinize göre istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz. Bunları ister kesebilirsiniz içeride. Normalde şu profil dizaynın sulu yok bunun üstünde Trek’in kendi sulu gelecek ileride ama ben Ironman’de yarışmak için bu sulu aldım. Bu arada bu suluk da normalde buraya normal matara da takabilirsiniz ama kendi bir tane suluğu var onda bir sıkıntı yarattı. Onu ben şimdi gönderdim yenisini gönderecekler bana. Ironman’de onunla yarıştım ama ama buraya normal suluk da takabiliyorsunuz ve ön tarafa geldiğimizde tekrar DI2’nun bir güzelliği var burada. Yani bütün tiplerde öyle Zaten. DI2 olmadığı zaman vites sistemi biraz zor oluyor ama DI2’da ben otomatiğe de aldım zaten bunu.
Sağ tuşa basınca basınca vitesi arttırıyor, sol tuşa basınca vitesi düşürüyor ve böylelikle de ayna kolla ilgili benim hiç bir sıkıntım olmuyor. Zaten bu tür bisikletlerde çok aynakolu değiştiremezsiniz, belli sabit hızda sürekli devam edersiniz. Çok yokuşlu parkur olmaz bu yarışlarda. O yüzden otomatik olması on numara beş yıldız.
Beslenme için özel bölüm
Kadroya devam edecek olursak arkadaşlar kadronun en güzel özelliklerinden biri. Çünkü diyorum 180 kilometre biniyoruz ya bu 180 kilometrede beslenmemiz lazım ve burada kadronun içindeki bölümü bunun için kullanmışlar. Buraya 6 tane falan OnThe Go’nun jeli sıkabiliyor ve bu da yarış içinde çok büyük bir avantaj sağlıyor size arkadaşlar. Ve bu suluk Trek’in kendi sulu direk burada aero bir sulu var arkadaşlar. Bu da yaklaşık 800ml litrelik bir su alabiliyor ya da elektrolit alabiliyor ve bunu yarış sırasında buradan içmekten ise ön bölümdeki suluğa dökebiliyorsunuz.
Yedekler Kadro içine
Ve ayrıca direk Domane’de olduğu gibi kadronun içinde bir sistem var. Buraya yedek lastiğinizi ya da tüpünüzü falan koyabiliyorsunuz. Yarış sırasında bu da aero bir pozisyonu koruyor.
Shimano Duraace 9200p Grup Set
Gelelim buradaki aktarıcılara. Evet bunun üzerinde Durace’in yeni grup seti olan RC9200 var. ve bir tane de özelliği burada daha kimsede olmayan Powermetreli Duraace var. . Sonra arkadaşlar bununla ilgili daha detaylı video gelecek ve gerçekten şu anda yaklaşık 15 gündür falan kullanıyorum inanılmaz rahatlattı beni.
Direk gücümü görebiliyorum ve yeni aynakolun özelliklerinden biri de nerelerde güç verdiğinizi, ne kadar çektiğinizi hepsini görebiliyorsunuz. Bu da sizin aslında sürücünüzü biraz daha kaliteleştirmenizi, daha performansılı gidebilmenizi sağlıyor. Tabi Duraace olunca ve Aynakol powermetreli olunca buraya hafif bir şekilde Duraace SPD’leri taktım.
Duraace jantlar
Gelelim jantları arkadaşlar yine Duraace’in yeni jantları C60. Yarışta 50’lik kullandım ama şimdi bundan sonraki bölümlerde 60’lık jantlar geldi. Bu şu anda 30’luk Tubular var üzerinde.Içinde iç lastik yok ve sadece böyle bir tek parça lastik. Ama bunu 28’lik tubeless haline getireceğiz ilerki zamanlarda. Şu anda bundan antrenmanlarını yapıyorum ben ve tabii ki disk fren.Hafifletilmiş bir disk fren daha farklı bir şekilde. Zaten bisiklet genel olarak daha hafif. Yani diğer TT’lerden daha hafif, yaklaşık 10 buçuk kilo falan gibi bir ağırlığı var ve oldukça rahat bir bisiklet gerçekten.
Rahatlıkda Selenin faktörü
Dün işte 170 kilometrelik bir antrenman yaptım, ve işte o rahatlığı sağlayanlar dan biride zaten pro selelerden. Shimano nun Pro markasının selelerinden. Bu triatlon için yapılmış bir sele arkadaşlar ve gerçekten oldukça rahat ettiğim bir sele. Burada da yine Pronun’nun suluk kafesi var arkadaşlar. Bu sele altına takılabilecek bir sistem. Bunu buradan alıyorsunuz ve buraya ya ikili suluk takıyorsunuz ya tekli. Ben sistemi öyle ayarladım ki bir tane burada bir soluğum buradan bir tane de önde olacak şekilde ayarladığım için arkaya tekli taktım.
Çok da fazla ağırlık yapmamak lazım.
Sürüş deneyimi
Evet genel hatlarıyla bisiklet bu arkadaşlar. Gerçekten inanılmaz zevkle bindiğim bir bisiklet . Çünkü 5 saat 6 saat geçmez yoksa. Ama burada keyifle geçiyor. Şimdi yeni hedefimiz İsrail Ironman. Ben ondan önce Ironman Türkiye de gireceğiz bu canavarla. Sonrasında İsrail Ironman ve orada da yarışın içinde. Tabi ki daha farklı güzel hedeflerimiz var. 10 saatin altında bitirmek istiyoruz ve bu bisikletle mümkün. Çünkü dediğim gibi Avusturya’da da alışık olmadığım bu bisiklet halindeydi bu da yani daha üç kere binmiştim ve dördüncü birikimim 180 kilometre oldu ve hiç rahatsız olmadım ve şu anda da gerçekten birbirimize alışmaya başladık. İnanılmaz rahat bir bisiklet. Rahat olması da işte biraz önce dediğim gibi koşunuzu daha konforlu hale getiriyor ve triatlon da en önemli şeylerden biri rahat konuşabilmek arkadaşlar. Yani bundan çıktığınız zaman bisiklete ve bisiklete bununla bitirdiğiniz zaman sonrasındaki maratonu hiç bisiklete binmemiş gibi başlıyorsunuz. Diyeceğim de tabi ki o kadar da değil. Çok da şey yapmamak lazım ama gerçekten keyifli ve zevk aldığım bir bisiklet oldu. Evet, bir sonraki bisiklet tanıtımınızı Emonda ile yapacağız arkadaşlar. Emonda’yı da size göstericem, o da efsane bisiklet antrenmanlarda onu da kullanıyorum. Özellikle Granfondolarda falan Emonda on numara oluyor ama düzse yol ve hızlı gitmek istiyorsanız işte canavar bu. Hadi bakalım bugünlük bu kadar. Bir sonraki videoda görüşürüz.